30 Ağustos 2014 Cumartesi

Zafer bayramımız kutlu olsun




Ankara saat sabah 08:15:00
Okulun bahçesinde toplanmış çocukların neşeli çığlıkları arasında müdür yardımcısının her sabahki alışıldık bağırtısı duyulur. ( Okulun önünü tam cepheden çekmektedir kamera. Tüm öğrenciler görünür. Müdür yardımcısı bağırırken kamera müdür yardımcısına zum yapar, sonra öğrencileri çekmeye devam eder. )
-“Çocuklar sıraya girin! Hizaya geçsin herkes! Andımızı okuyacağız”
Çocuklar neşelerini kaybetmeden hizaya girerler ve kürsüde bekleyen son sınıf öğrencisine yönelir dikkatler. ( Kamera çocukların oluşturduğu kalabalıktan kürsüde birazdan andı okuyacak heyecanla bekleyen son sınıf öğrencisine yönelir. )
Ön sırada kürsüye yakın duran sarışın bir çocuk, müdür yardımcısının uyarılarına harfiyen uymaktadır. ( Kamera çocuğa kitlenir. Gözlerine zum yapar. )
Mustafa’nın masmavi gözlerinde neşeyle karışık bir heyecan vardır.
Her sabah rutin olarak söylenen andı arkadaşlarıyla beraber söylemek için mikrofondaki sesi beklemektedir.
Müdür yardımcısı kürsüye yaklaşır ve komut verir. (Kamera kürsüyü çeker.)
“Rahat, hazroll!”
Sonra kürsüdeki kız çocuğun mikrofondaki sesi yankılanır.
“Türküm, doğruyum, çalışkanım.”

Hakkari Şemdinli gece saat 02:00:00
Türkiye Irak hududu, sınır bölgesinde bir karakolun uç noktasında bir mevzi. ( Kamera mevzideki askeri çeker.)
“Gecenin karanlığında silahından başka bir şey yoksa yanında, insanlığını uyutursun işte böyle batan güneşle” diye geçirir aklından Mustafa. Günün ilk ışıklarına kadar vahşi bir hayvanın beyni vardır artık içinde. (Kamera Mustafa’nın karanlıkta parlayan masmavi gözlerini çeker. )

Ankara saat sabah 08:15:30
“İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.”

Hakkari Şemdinli gece saat 02:00:30
Çevresinde yer alan varlıkları görmese de kokusu gelir burnuna Mustafa’nın. Yerde yürüyen böceğin sesini duyar. (Kamera Mustafa’nın postalına çıkmaya çalışan böceği çeker. ) Fakat karanlığa alışmış gözler bile uzun süre baktığında ağaçlar insan olur. Çalılar, sürünerek sana yaklaşan düşman olur. (Kamera karanlıkta rüzgarla salınan ağaçları, çalıları, zifiri karanlığın korkusunu çeker.)

Ankara saat sabah 08:16:15
“Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.”

Hakkari Şemdinli gece saat 02:01:00
Her şey hayat mücadelesidir. Ölümle yaşam bir mevzide beraberce durur Mustafa’nın yanında. Hayatın bir kullanımlık olduğunu öğrenmiştir Mustafa. Bedeni mevzidedir ama annesini düşünür. Annesinin ders çalışırken çay getirişini hayal eder. (Kamera kitapların arasında çalışan Mustafa’ya gülen bir yüzle çay ve kurabiye servisi yapan annesini çeker. Tüm umutları, biricik Mustafa’larının okuması için her şeyi yapmaya hazırdır annesi.) Mustafa’nın hayali çalılardan gelen bir çıtırtıyla silinir. Tüm kasları gerilir. Gözlerini kısar, silahını sıkıca kavrar ve parmağı tetikteyken karanlığa bakar. (Kamera hışırtının geldiği karanlığa odaklanır, sonra Mustafa’nın karanlığa doğrulttuğu silahın namlusunu karşıdan çeker. Namludan tetiğe, ordan Mustafa’nın vahşi bir kurt gibi bakan gözlerinin parladığı yüzüne odaklanır.)

Ankara saat sabah 08:16:45
“Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime and içerim.”

Hakkari Şemdinli gece saat 02:01:45
Mustafa annesini yumuşak sesini duyar. “Çayı soğutma Mustafa” ( Kamera şefkatle Mustafa’ya bakan annesini çeker.) Günlerden beri uyumamıştır Mustafa. Hayal ile gerçek arasındaki o ince çizgide bakar mevzisinden. Annesinin hayalini yırtan bir mermi vınlaması duyar aniden. ( Kamera karanlıkta ışıldayan namlu alevini çeker. ) “Mermi sesini duyduysam bi şeyim yok” diye geçirir aklından Mustafa. Eğitimde ilk önce, merminin sesten hızlı gittiğini öğrenmiştir. Sonra öğretilenleri otomatik olarak uygulamaya başlar: Alevin geldiği yer namlunun ucu değildir, yarım metre aşağı nişan al. Ateş et. ( Mustafa’nın vücudunun bir parçası olmuş silahıyla ateş etmesini çeker kamera. )

Ankara saat sabah 08:17:30
Ön sırada gözleri kapalı var gücüyle bağırır Mustafa. ( Kamera Mustafa’ya zum yapar. )
“Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.”

Hakkari Şemdinli gece saat 02:02:45
Ateş kusan demirler geceyi yırtar. Karanlıkta ışıl ışıl parlar mermi patlamaları. Roketler havai fişek gibi aydınlatır karanlığı. ( Kamera patlamaları, mermi alevlerini, sağa sola koşanları çeker. ) Bir kanasın gece görüş dürbününden görünür Mustafa’nın şakağı. Bir parmak asılır tetiğe. Zaman yavaşlar, burkulur, kırılır. Zaman durur…

Ankara saat sabah 08:18:15
Gözleri ilerde, göğsü dik tüm gücüyle haykırır Mustafa ( Kamera Mustafa’nın ak alnını, parlayan gözlerini çeker.)
“Ne Mutlu Türküm Diyene!”

30 Ağustos Zafer Bayramımız Kutlu Olsun!

ALINTIDIR

4 yorum:

  1. always and forever :)) Mustafa Kemal Atatürk tek önderimiz tek liderimizdir bu böyle biline !!!!

    YanıtlaSil
  2. Aslında dün yorum atacaktım bilgisayar bozuldu yahu :( Çok güzel yazı beğenerek okudum. Geçmiş zafer bayramımız kutlu olsun efendim.

    YanıtlaSil

Yorum yazan ellerinize sağlık:)

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.