31 Temmuz 2014 Perşembe

Bioderma Photoderm Max 50+




Bugün yaz aylarının vazgeçilmezi güneş kremlerinden çok memnun kaldığım Bioderma Photoderm Max 50+ hakkındaki görüşlerimi yazmaya çalışacağım.

Öncelikle belirtmeliyim ki Bodrum'da yaşadığım için güneş kremi benim vazgeçilmezim, yaz-kış kullanıyorum ve bu sayede yüzümde hiç leke yok, yaş 51 olmasına rağmen:)

Geçen seneden bu yana Watsons'ın güneş kremini kullanıyordum, hem uygun fiyatlı olması, hem de cildime dokunmaması nedeniyle. Ama bu yaz cildim sanki daha yağlandı gibi, ya da Watsons içeriğini değiştirdi bilmiyorum, ve kalıp gibi durmaya başladı suratımda. Denize girince beyaz beyaz fışkırıyordu.
Ben de Bioderma'ya bir şans vermek istedim. İyiki de bunu yapmışım.


Gördüğünüz gibi tüpün ağız kısmı sivri ve dar, bu sayede de istediğiniz kadar ürün alabiliyorsunuz. 

Kremin yapısı ne fazla sıvı ne fazla kremsi, tam kıvamında. 

Cilde kolaylıkla yayılıyor, ve çok az ürün yetiyor.

Korumasından çok memnun kaldım. Gün boyu idare ediyor.

Diğer kremde olduğu gibi beyaz beyaz fışkırmıyor. 

Denize girip çıktıktan sonra bile varlığını hissediyorum.

En önemlisi cildimde en ufak bir sivilcelenmeye neden olmadı.


Özetle ben bu güneş kremini çok ama çok sevdim. Bundan önce bir kremi daha sevmiştim aynı böyle, o da Yves Rocher'ınkiydi. Ama Bioderma onu da geçti gibi.

Aman siz siz olun, cildinizi güneşten korumayı ihmal etmeyin. Böylece yaşınız ilerlediğinde asla leke probleminiz olmaz, tecrübeyle sabittir:)

Sevgiyle kalın e mi:)


İnstagram'da takip etmek için TIK TIK
Bloglovin'den izlemek için TIK TIK
Facebook'ta takip etmek için TIK TIK  ve TIK TIK
Twitter'da takip etmek için TIK TIK
Google+'da takip etmek için TIK TIK


28 Temmuz 2014 Pazartesi

İyi bayramlaaar:)


HER GÜNÜNÜZ BAYRAM OLSUN
Nefes almak bayramdır mesela; günün birinde soluksuz kalınca anlar insan...
Görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir; sevmeninkini yalnızlık...
Bayramdır, elden ayaktan düşmemek, zihinden önce bedeni kaybetmemek, kurda kuşa yem olmayıp "Çok şükür bugünü de gördük" diyebilmek...
Sevdiklerinle geçen her gün bayramdır.
Küsken barışmak, ayrıyken kavuşmak, suskunken konuşmak bayramdır.
* * *
Evde yalnızlığı noktalayan insan nefesi, akşam kapıda karşılayan yavuklu busesi, sevdalı bir elin tende gezmesi, nice adağın ardından çınlayan çocuk sesi bayramdır.
Sonrasında gelen ilk diş bayramdır, ilk söz bayram, ilk adım, ilk yazı, ilk karne bayram...
Güne gülümseyerek başlamak bayramdır.
"İyi ki yanımdasın" bayram, "Her şeyi sana borçluyum" bayram, "Hiç pişman değilim" bayram...
* * *
Evlatların mürüvvetini görebilmek, eve dolu bir torbayla gidebilmek, konu komşuyla yarenlik edebilmek, akşamları eskimeyen bir keyifle çay demleyebilmek bayramdır.
Zamanı donduran eski fotoğraflara nedametsiz bakabilmek, altı çizilmiş eski kitapları aynı inançla okuyabilmek, yol arkadaşlarının yüzüne utanmadan bakabilmek bayramdır.
Alnı açık yaşlanmak bayramdır; ulu bir çınar gibi ayakta ölebilmek bayram...
* * *
Bunların kadrini bilirseniz, kıymet bilmeyi öğrenirseniz her gününüz bayram olur.Meraklanmayın, öyledir diye size deli demezler.
Deseler de böyle delilik, bayram artığı günlerdeki nankör akıllılıktan evladır.
Her gününüz bayram olsun!
Can Yücel


Bugün aynı zamanda bizim evlenme yıldönümümüz, canım hayat arkadaşım, iyi ki seni görmüşüm, iyi ki evlenmişim, iyi ki varsın...

Seni her geçen gün daha da artarak seviyorum, aşkımız daim olsun...

26 Temmuz 2014 Cumartesi

Yaz gözdelerim: Madame Coco Amber kokulu vücut losyonu ve spreyi


Bu aralar gene koku takıntım başladı, çözemedi psikologlar bu sorunumu:)) Yaz sıcaklarında çok ağır kokuları sevmiyorum. Geçenlerde Madame Coco'ya uğradım. Havlularda acaip bir indirim vardı, havlu almak için girip yanında bu iki güzeli de alıp çıktım.

Amber kokulu her ikisi de, maalesef duş jeli yoktu.


Bu vücut losyonu, hafif bir kıvamı var ve nemlendirmesi harika. Kuru cildimi gayet güzel nemlendirdi. Kokusundan söz etmiyorum bile, tek kelimeyle muh-te-şem:)
Fiyatı da çok uygundu, tam hatırlamıyorum ama 8-10 lira gibi bir şeydi.


Bu da vücut spreyi, aynı koku, ve epey uzun süre kalıcı oldu kokusu bende, belki de losyonuyla birlikte kullandığım içindir. Şöyle söyleyeyim, sabah sürdüğüm ertesi sabahta kokuyordu mis gibi.

Fiyat gene aynıydı 10 lira sanırım.

Başka kokularda var, siz denediniz mi hiç Madame Coco ürünlerini?

Hepinize iyi bayramlar, bayramınız harika geçsiiiin:)


Sevgiyle kalın e mi:))



İnstagram'da takip etmek için TIK TIK
Bloglovin'den izlemek için TIK TIK
Facebook'ta takip etmek için TIK TIK  ve TIK TIK
Twitter'da takip etmek için TIK TIK
Google+'da takip etmek için TIK TIK



22 Temmuz 2014 Salı

Sigarayı nasıl bıraktım


Mayıs ayının sonunda periferik arter hastalığı teşhisi konmuştu bana. Bir süredir yürüyemez hala gelmiştim. O kadar ki 10 adım atıyordum, ağrıdan ölüyordum.
Kardiyologum anjiyo önerince İstanbul yollarına düştük. Tercihim hem bay-passımda bulunan, hem de arkadaşımız olan Profesör Metin Gürsürer oldu.

Uzatmayacağım, anjiyo sonunda bacak damarlarımda tıkanıklık teşhis edildi ve periferik arter hastalığı teşhisi kondu. Maalesef damarlarımın aşırı ince olmasından dolayı stent ya da balon uygulanamadı.

Geriye iki alternatif kalıyordu, by-pass ya da ilaç tedavisi. Bir süre ilaç tedavisini denemeye karar verdik doktorumla.
Tabii ki sadece ilaçla olmazdı, yaşam tarzımı da değiştirmem gerekiyordu. Tabii ki burda bahsettiğim sigara...

Daha önce defalarca bırakma girişimim olmuştu, ama kısa süre sürmüş ve ben o mendebur sigaraya geri dönmüştüm. Düşünün by-pass ameliyatı sonrası bile içmeye devam ettim. Ama bu kez korktum, sanırım beni korkutan ölmek değil, ama sakat kalmak. Ve işi ciddiye aldım bu sefer.

Gene doktorumun önerisiyle Champix kullanmaya başladım. Ama bu kez elektronik sigarada aldım. Aşırı kriz durumlarında elektronik sigaramdan iki fırt çekiyorum, kriz geçiyor.


Champix kullanmaya başlayalı bir hafta olduğu halde sigarayı fosur fosur içmeye devem ediyordum.
İlaca başlarken bırakmak için 7 ila 14. gün arasında bir gün seçin deniyor, tabii ki ben 14. günü seçmiştim:)

3. gün aşırı bulantı ve kusma yaşadım ilacı aldıktan sonra. Aynısını bir de 9. gün yaşadım.
8. gün farkında olmadan çok az sigara içtiğimi gördüm. 9. gün ise karar verdim, paketimde tek sigara kalmıştı, sana yenilmeyeceğim üleeeeyyyn dedim ve vedalaştım. O paket hala duruyor.



O gün bugündür içmiyorum, yaklaşık 2 ay oldu. Krizlerin arası gitgide açıldı. Ama aşırı istek olursa da kasmıyorum kendimi ve elektronik sigaramdan bir fırt alıveriyorum. O da 2 günde bir kez falan oluyor.

Sigara kokusu artık benim midemi kaldırıyor. 
Nefes alış-verişlerim düzeldi.
İnanılmaz bir enerji geldi.
Sabahları artık her yerim ağrıyarak uyanmıyorum.
Kilo almadım (en güzeli bu sanırım)

Sigarayı bırakmak isteyenlere önerilerim ise:

1- Doktorunuza danışın ve bu mucize ilacı kullanmanızda bir mahsur yoksa hemen alın. Bırakmamanız ihtimali çok zor bu ilaçla, resmen bıraktırıyor.
2- Benim gibi aşırı krizlerde zorlanmamak isterseniz bir elektronik sigara edinin. Düşük nikotinli likitle kullanın, inanın zararı yok denecek kadar az.
3- Bol bol su için. Nikotini vücuttan atmak için önemli. Ayrıca sigara isteğinizi de geçiriyor.
4- Yürüyüş ya da spora başlayın. Mazereti yok aslında bunun, evde bile yapabilirsiniz. Böylece kilo da almazsınız ve nefesinizin gitgide açılması sizi motive eder.
5- Sizi destekleyecek biri şart. Ben de pek sinir olmadı ama olabilir, yanınızda size o anlarda katlanacak biri olması iyi olur:)

ÖNEMLİ

Yalnız Champix ben de kusmaya yol açınca buna şöyle bir çözüm buldum. İlacı mutlaka tok karnına alıyorum, hatta sofrada yemek biter bitmez. Ve ardından derhal uzanıyorum yarım saat kadar. Bu sayede bulantıdan kurtuldum.

Umarım herkes kurtulur sigaradan ve sağlıklı hayata merhaba der.



İnstagram'da takip etmek için TIK TIK
Bloglovin'den izlemek için TIK TIK
Facebook'ta takip etmek için TIK TIK  ve TIK TIK
Twitter'da takip etmek için TIK TIK
Google+'da takip etmek için TIK TIK







































17 Temmuz 2014 Perşembe

Ebru tarzı nail-art (marble nail art)



Nail art benim zorlandığım bir şey, hele sol elimle hiç yapamıyorum. Bugün nette gezinirken tesadüfen gördüm ve bayıldım, en kısa sürede denenecek:)

Adı Marble nail-art. Aslında ebru yapar gibi yapılıyor ve çok ta kolay. Aşağıya 2 video ekliyorum, ama google da aratırsanız zaten çıkacaktır. Belki de biliyorsunuzdur, ben yeni duydum valla:))




Sevgiyle kalın e miiii:)



İnstagram'da takip etmek için TIK TIK
Bloglovin'den izlemek için TIK TIK
Facebook'ta takip etmek için TIK TIK  ve TIK TIK
Twitter'da takip etmek için TIK TIK
Google+'da takip etmek için TIK TIK

16 Temmuz 2014 Çarşamba

Cilt temizliğinin muhteşem ikilisi:)


Uzun zamandır kullandığım 2 üründen bahsedeceğim size, biri meşhuuur Konjac sünger, diğeri Neutrogena deep clean mask.

Normalde mentol kokusundan hiç hoşlanmam. Neutogena'nın bü ürününü ilk kullandığımda da nefret etmiştim kokusundan. Ama yüzümü yıkadıktan kısa süre sonra o müthiş serinlik duygusunu hissedince işte budur dedim. Malum Bodrum'da yaşıyorum ve havalar çooook sıcaaaak:) Serinletme hissini hiç bir şeye değişmem:)

Günlük yüz temizliği için ideal. Tembelliğimden henüz maske olarak kullanmadım, ama eminim öyle de güzeldir. Bu ürün 2 türlü kullanılıyor, günlük temizleyici ya da haftalık maske...


Önce el ile uyguluyordum, sonra aklıma teee ne zaman alıpta dolapta unuttuğum Konjac sünger geldi, ve ikisi muhteşem ikili oldular:) 


İşte benim için yaz aylarının vazgeçilmez ikilisi, kış ola hayrola, bakarız o zaman:))


Sevgiyle kalın e mi:)



İnstagram'da takip etmek için TIK TIK
Bloglovin'den izlemek için TIK TIK
Facebook'ta takip etmek için TIK TIK  ve TIK TIK
Twitter'da takip etmek için TIK TIK
Google+'da takip etmek için TIK TIK


11 Temmuz 2014 Cuma

Yine yeniden sinameki kürü ve şok sonuç:)

Bildiğiniz gibi ekim ayının sonunda saçlarımı kazıtmıştım. Ve hemen ertesinde sinameki kürüne başlamıştım.
O dönemde saçlarımda kurumaya sebep olmuştu ve uzaması da öyle ahım şahım olmamıştı.
Tekrar başlamak istedim, saçım öyle zor bir boydaki şekle sokmak ölüm, bari biraz uzasın da toplayabileyim diye.
Ve sonuç gerçekten beni çoook şaşırttı. Buyrun sizde görün:


Üstteki fotoğraf 10 haziranda çekildi. Alttaki ise 8 temmuzda, yani dört haftalık bir süreç,  4 sinameki uygulaması. Gördüğünüz gibi saçlar burun hizasından dudak hizasına kadar uzamış durumda. Çok şaşırdım gerçekten bu sonuca.


Bu seferki uygulamamda yaptığım değişiklikler vardı ama. Sinameki-bemiks-bademyağının yanısıra HC Complex bakım yağı ekledim içine yaklaşık 20 fıs fıs:) Ve sonuç o la laaaaaaaaa:) Kesinlikle devam ediyorum, saçım gene kuruyor ama nemlendirici maskeyle hallederim ben onu. Bu hız inanılmaz.

Ha bir de yaz olduğu için saçımı 2 günde bir şampuanlıyorum, ama her gün sabah içme suyuyla ıslatıyorum, zira hepsi kabarmış oluyor uykudan kalkınca. Sanırım ıslatmanın da etkisi oldu.

İstek üzerine tam olarak nasıl uyguladığımı yazıyorum:
1-Bir tutam sinamekiyi, bir tutam biberiye ve bir tutam adaçayı ile birlikte bir buçuk çay bardağı kaynar suda 15 dakika kadar bekletip süzüyorum.(su miktarını saçınıza göre ayarlayın)

İçine bir kapak badem yağı , bir  adette bemiks ampül ekliyorum.
Yaklaşık 20 fıs fıs HC Complex yağından ilave ediyorum.

Önce diplere, kalanınıda saçın tamamına yedirip beş dakika kadar başım musluğa eğik şekilde masaj yapıyorum.

Bir bone takıp üzerine de havlu sarıyorum, çünkü akıyor.
4-5 saat bekletip yıkıyorum.

Bu seferki uygulamam farklıydı yani, ve çok etkili oldu. Adaçayı ve biberiye ekleme sebebim beyazları belki biraz koyultur diyerek:)

2-Bunun dışında her sabah saçımı mutlaka ıslatıyorum, içme suyuyla.

3- Şampuan olarak HC şampuan ve Bioblas sarmaşık özlü yavaş uzayan saçlar için şampuanı dönüşümlü kullanıyorum.

4- Haftada bir, bazen denize giderken de sürüyorum, Dax supergro sürüyorum saçıma ve 2 saat sonra yıkıyorum.

5- Bol su içiyorum, günde en az 2 litre, faydası olduğunu düşünüyorum.



Sinameki kürünü ayrıntılı öğrenmek için TIK TIK
Daha önceki sinameki kürü uygulama sonucum için TIK TIK


Sevgiyle kalınız efeeem:)



İnstagram'da takip etmek için TIK TIK
Bloglovin'den izlemek için TIK TIK
Facebook'ta takip etmek için TIK TIK  ve TIK TIK
Twitter'da takip etmek için TIK TIK
Google+'da takip etmek için TIK TIK



7 Temmuz 2014 Pazartesi

La Roche Posay Anthelios XL güneş kremi


Bu yazımın konusu maalesef memnun kalmadığım bir ürün. La Roche Posay Anthelios XL 50+.
Aslında farklı bloglarda memnun kalanlar var, belki de benim cildimle anlaşamadı.

Önce sitesinden özelliklerine bir bakalım:

Yoğun güneş ışığına maruz kalan, alerjiye eğilimli, hassas veya güneşe karşı toleranssız normal veya karma cilt.
Çok yüksek UVA/UVB koruması içerir.

Mexoplex® filtreleme sistemi ve yatıştırıcı antioksidan özellikli La Roche-Posay Termal Suyu sayesinde UVA ışınlarına karşı güçlendirilmiş SPF 50+ koruma içerir (Avrupa standartlarından daha fazla güneş koruması). 
Yeni ultra-hafif doku: akışkan, cildi yağlandırmayan, ciltte iz bırakmayan formül.
Suya, kuma ve tere karşı dayanıklıdır.
Dermatolojik olarak test edilmiştir. Parfüm ve paraben içermez, komedojenik değildir.

Benim görüşlerimse:

- Ciltte beyaz beyaz kalmıyor gerçekten, çok hafif akışkan bir yapısı var ve kolay emiliyor.
- Cilt yapış yapış olmuyor.
- Koruması güzel.
- Tek kusuru maalesef benim cildimde sivilceye neden olması, 3 kez test ettim, her seferinde sivilceye neden oldu. Ben de vücudumda kullanıyorum şimdi.
- Bir de korkunç bir alkol kokusu var bendeki ürünün, belki de bozuktur, bilemedim.

Şunu da belirtmeliyim ki  benim cildim kuru aslında, yazın normale dönüyor, hatta karmaya. Belki bu yüzden dokundu bilemiyorum. Şu an Bioderma kullanıyorum ve çok memnunum, onun da yazısı gelecek.

Ayrıca bu krem hakkında farklı yorumlar da var, okumak isterseniz buyrun:
Makyaj Fırçamın yorumları
Miskin kek'in yorumları

Sevgiyle kalın e miiii:)))


İnstagram'da takip etmek için TIK TIK
Bloglovin'den izlemek için TIK TIK
Facebook'ta takip etmek için TIK TIK  ve TIK TIK
Twitter'da takip etmek için TIK TIK
Google+'da takip etmek için TIK TIK

Bu aralar


Hava çoook sıcak ama deniz hala soğuk bu sene:)


Mısır yemeye karar verince paylaşmak lazım:)


Bir de bol bol değirmen boyuyorum, bu aralar epey yoğun satışlar


Yaz Sıcaklığında Cilt Cankurtaranı: Garnier Saf & Temiz BB Krem

Garnier Saf ve Temiz BB Krem Yorumlarım
Yaz mevsiminde en sinir olduğum durum, yapış yapış his bırakan yağlı makyaj ürünleridir. Cildimin kusurlarını kapatsa da yapısından dolayı evlat olsa çekilmez kıvamdaki ağır yapılı fondötenler adeta bir yaz işkencesine dönüşüyor. Hatta daha hafif formlu BB Kremler bile zaman zaman cildimi bunaltabiliyor.  Yaz zamanı, varlığını hissetmeyeceğim kadar hafif, karma cildimle dost ve güzelliğimden de taviz verdirmeyecek kadar kapatıcı bir BB Krem bulmak çok zor. Hem bir BB Krem daha ne kadar hafif olabilir ki?
Ben tam da böyle düşünüyorken, “saf ve doğal görünümün kusursuzluğu” iddiasıyla ilgimi çeken Garnier Saf ve Temiz BB Krem’i büyük bir merakla denedim. Son zamanlarda Garnier’in BB Kremlerde yaptığı ataklar malum, inanılmaz başarılı. Hatta uzun bir zamandır da Garnier BB Cream Roll-On Concealer’ı kullanıyorum ve oldukça beğeniyorum. Göz altı kapatcısından muazzam kaldığım Garnier ‘in Saf ve Temiz BB Kremi ‘ni ilk kullandığımda duyduğum his ferahlık oldu. Nasıl hoş, nasıl ferah bir kokuya sahip öyle, insana buram buram tazelenme hissini sağlıyor. Karma ve yağlı ciltler için özel üretilen ve içeriğinde Salisilik Asit bulunan bu BB Krem’in en güzel yanı, problemli ciltler için de biçilmiş kaftan olması. Eğer cildiniz size zorluk yaşatmak için elinden geleni yapıyor ama siz de güzel görünmek için makyaj malzemeleri kullanmaktan kendinizi alıkoymak istemiyorsanız, tam da bu isteğinize cevap olabilecek nitelikte bir BB krem artık var. Ten makyaj ürünlerini uygularken her zaman nemli bir makyaj süngerinden yardım alıyorum. Makyajımda daha doğal ve daha nemli bir görüntü bırakıyor ama Garnier Saf ve Temiz BB Krem’in yapısı hafif olduğu için ellerinizle de uygulayabilirsiniz. Kullandığımda ise gözlemlediğim; sağlıklı görünüme kavuşmuş ve lekelerden, kızarıklarından, renk eşitsizliklerinden kurtulmuş bir cilt. Aynı zamanda içten içe bir bakım sağlaması da cabası. Yani 2 önemli görev 1 arada. Kapatıcılık ile kusursuz görünüm, bakım ile problemli ciltlere destek. Üstelik cep yakmayan cüzdan dostu fiyatı ile.
Gözeneklerinizi tıkamadan, sadece görünümlerini düzelterek ama aynı zamanda cildin nefes almasına da izin vererek cilt dokusunu hedefleyen Garnier Saf ve Temiz BB Krem’in tek özelliği bu da değil. Tanıdığım her ama her dermatolog, güneş kremi kullanma konusunda bana öğütler veriyor. “Ne kadar cildine bakarsan bak, güneşten yeterli şekilde korumadığın sürece cildin taze dokusuna zarar verirsin” Ben de olabildiğince cildimi güneşten korumaya çalışıyorum. Hem yaz hem kış mevsiminde güneş krem kullanmayı eksik etmiyorum. Tercihen de güneş koruyuculu makyaj ürünlerini kullanıyorum. Garnier BB Krem 15 GFK içeriyor. Bilirsiniz, güneş koruma özelliği bulunan makyaj ürünlerinin pek çoğu ortak bir paydada toplanır: cildi yağlandırır. Cildi güneşten korur korumasına ama yağlandırarak korur. Bu da çoğumuzun istemediği, hatta gün boyunca rahatsızlık duyduğu bir durum. İşte bu BB Krem‘de bunun zerresi yok. Yağlandırma, rahatsız hissi oluşturma oranı %0.
Yaz zamanı yağlıya dönük karma cilt yapımda Garnier Saf ve Temiz BB Krem ilaç gibi geldi. Salatalık kokusunun baskınlığındaki ferah yanı, cilt dostu yapısıyla gönlümdeki yerini aldı. Gün içerisinde parlayan T bölgem için yanımda bir pudra taşımama gerek yok artık. Garnier BB Krem makyaj çantamın yeni yıldızı oldu bile!
İçerik: Miskinkek.blogspot.com
Bir boomads advertorial içeriğidir.

6 Temmuz 2014 Pazar

Ducray Nutricerat Konsantre Kuru Saçlar için Durulanmayan Bakım


Merhabalar, bugüz size yeni keşfettiğim ve çoook memnun kaldığım bir üründen söz etmek istiyorum. Aslında alalı çok oldu, sanırım şubat ayında almıştım. Ama kullanmaya yeni başladım, Ducray Nutricerat Konsantre Kuru Saçlar için Durulanmayan Bakım...

Önce özelliklerini paylaşayım, sonra da kendi görüşlerimi...

Ducray Nutricerat Konsantre Kuru Saçlar için Durulanmayan Bakım 75 ml.
Çevre şartlarına karşı korur
Şekil almasını kolaylaştırır
Parlamasına yardımcı olur.
İçerik:
İllipe Yağı, E Vitamini, Stearik asit, F Vitamini, Fosfolipidler (soya orijinli), Skualen (zeytin ağacı)
Kullanım:
İstenilen sıklıkta kuru ya da nemli saça uygulanır. Durulanma gerektirmez.

Gelelim benim görüşlerime...
- Öncelikle kuru saç uçlarına çok iyi geliyor, kesin bilgi:)
- Saçımın nemli görünmesini sağlıyor ve yumuşatıyor.
- Banyodan sonra havluyla saçımın nemini alıp 2 ya da 3 pompa sıkıp uçlara sürüyorum.  Saçımın kıvırcığını oluşturmak için avuçlarımla sıkıp bırakıyorum. Ve dalgalı saçlarıma kavuşuyorum:)
- Uzun vadede saçıma iyi geleceğini düşünüyorum, zira nemlendirmesi iyi.
- Saçımı dalgalı kullandığım halde elektriklenme bu ürünle kalmıyor, kabarma da.
- Ertesi gün saçı hafif ıslatmak yetiyor, şekli bozulmuyor. Ama 2 günde bir yıkamak şart, yağlı görünüyor yoksa. Yani ürün saçınızdayken 2 gün geçirebilirsiniz rahat rahat.
- Yağlı saçlara uygun olmadığını düşünüyorum.
- Kuru ve çok kuru saçlar için ideal.
- Fiyatı indirimlerde 40 lira civarı, uzun süre yeter, bu yüzden uygun bence.

Ve son olarak saçımın Ducray ile şekillendirilmiş hali(bu arada saçım uzamış dimiiii)


Sevgiyle kalın e miiii:)))


İnstagram'da takip etmek için TIK TIK
Bloglovin'den izlemek için TIK TIK
Facebook'ta takip etmek için TIK TIK  ve TIK TIK
Twitter'da takip etmek için TIK TIK
Google+'da takip etmek için TIK TIK


1 Temmuz 2014 Salı

Bitenler, bitemeyip çöpe gidenler nisan-mayıs-haziran 2014/Part 2

Evet, 3 aylık bitenler serisine devam:)


Babe 50 faktör güneş koruyucu- Güzel üründü, korumasından memnun kaldım, yüzde beyaz beyaz kalmadı ki en sevmediğim şey, yağsız olması da avantaj.


Oriflame Ecollagen intensive anti wrinkle 4 week treatment- 4 haftalık yoğun kırışık bakım kürü, güya, valla nemlendirme dışında bir işe yaradı dersem yalan olur.